Okullar Açıldı, Ailelerin Gözü Akran Zorbalığında. Akran Zorbalığına Karşı Ailelerin Yapmalı? İşte Cevabı:

Okullar açıldı ve ailelerin radarında "akran zorbalığı" vakaları yer alıyor.

Okullar Açıldı, Ailelerin Gözü Akran Zorbalığında. Akran Zorbalığına Karşı Ailelerin Yapmalı? İşte Cevabı:
Uzmanlar, bu konuda bilgi vererek ailelere, okul yönetimine ve öğretmenlere düşen görevleri hatırlatarak uyarılarda bulundu.

Uzmanlar okullarda artan akran zorbalığına karşı aileleri, öğretmenleri ve okul yönetimlerini bu sessiz tehlikeye karşı uyararak, önleyici adımlar atmaya çağırıyor.

Ayrıca uzmanlar, "sanal zorbalık" konusunun da derslerde işlenmesi gerektiğine dikkati çekiyor.

Yeni eğitim öğretim yılı daha ilk gününde, okullarda yaşanan akran zorbalığı vakalarıyla gündeme geldi.

Veliler endişeli, uzmanlar ise okullarda önleyici adımların hızla atılması gerektiğini söylüyor.

Kıyafet, kırtasiye, ulaşım ve beslenme gibi kalemler aile bütçesini zorlarken; okul yönetimleri ise fiziksel ortamları hazırlayıp eğitim kadrolarını şekillendirmeye odaklanıyor.

Ancak, "akran zorbalığı" adı altında öğrencilerin hayatını doğrudan etkileyen bir tehlike daha var.

AKRAN ZORBALIĞI NEDİR?

“Akran” kavramı, aynı yaş grubundaki bireyleri ifade ederken, “zorba”, gücünü kullanarak başkalarına baskı yapan kişidir.

Akran zorbalığı, okul çağındaki çocuklar arasında süregelen, fiziksel, sözel veya psikolojik şiddet içeren bir ilişki biçimidir.

ÇOCUKLAR ÜZERİNDE ETKİ BIRAKIYOR

Uzmanlar, zorbalığın kurbanları üzerinde travmatik etkiler bıraktığını, bu çocukların okuldan soğuyabileceğini, içe kapanabileceğini, uyku ve yeme bozuklukları yaşayabileceğini hatta akademik başarısızlıkla karşı karşıya kalabileceğini belirtiyor.

Bazı durumlarda bu çocuklar okulu bırakma noktasına gelebiliyor.

Uzmanlar, özellikle TV dizilerindeki mafya temalı yapımların çocuklar üzerinde olumsuz bir etkisi olduğunu, bu dizilerdeki karakterlerin rol model haline geldiğini ve zorbalığın grup haline gelerek çeteleşmeye evrildiğini söylüyor.

Bu durum, çocuklar arasında aidiyet duygusunu sapkın şekilde güçlendirerek zorbalığı normalleştiriyor.

AİLELERE DÜŞEN GÖREVLER

Dr. Radiye Canan Bağış, zorbalıkla mücadelede en büyük görev ailelere düştüğünü; sevgi, güven ve destek üzerine kurulu bir aile içi iletişimin çocuğun duygusal dayanıklılığını artırdığını dile getiriyor.

Bağış, morluk ve çizik gibi fiziksel izler dışında, çocuklarda gözlemlenen içe kapanma, iştahsızlık, okula gitmek istememe gibi belirtilerin de akran zorbalığına işaret edebileceğini belirtiyor.

Aileler bu belirtileri önemsemeli ve çocuklarıyla nitelikli zaman geçirerek onları sosyal hayata kazandırmalıdır.

OKULA DÜŞEN GÖREVLER

Bağış, konuyla ilgili okulların sadece öğretim değil aynı zamanda güvenli bir sosyal ortam sunması gerektiğini vurgulayarak, uzun vadeli ve uygulanabilir stratejilerin oluşturulmasını öneriyor.

Okullarda düzenli olarak akran zorbalığıyla ilgili bilgilendirme seminerlerinin yapılması gerektiğini bildiren Bağış, öğrencilerin farkındalıkla saygı ve empati konusunda eğitilmesi gerektiğini belirterek, "Özellikle okul yönetimleri, bu konuda disiplin kurallarını açık şekilde belirlemeli ve öğrenci-veli-öğretmen üçgeninde şeffaf ve duyarlı bir iletişim kurmalıdır." diyor.

ÖĞRETMENLERE DÜŞEN GÖREV

"Öğretmenler yalnızca bilgi aktaran bireyler değil öğrencilerin duygusal güvenini sağlayan rehberler olmalıdır." diyen Bağış, öğretmenlerin öğrencilerin zorbalıkla ilgili yaşadıkları sorunları rahatça anlatabilecekleri güvenli bir alan sunmasının önemine dikkat çekiyor.