Sağlık Bakanı Memişoğlu’ndan "geleneksel ve tamamlayıcı tıp" açıklaması - İSTANBUL

"Bugün itibarıyla 38 aile hekimliği birimimiz sertifikalarını almış ve bu yetkinliğe sahiptir".

Sağlık Bakanı Memişoğlu’ndan "geleneksel ve tamamlayıcı tıp" açıklaması - İSTANBUL
Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Uygulamaları Yönetmeliği ile bu alana güçlü bir yasal çerçeve kazandırdıklarını kaydeden Bakan Memişoğlu, "Ayrıca bilimsel temele dayalı, modern tıp ile entegre uygulamalar geliştirmek amacıyla TÜSEB bünyesinde Türkiye GETAT Enstitüsü’nü kurduk. Bugün geldiğimiz noktada ise 84 GETAT Uygulama Merkezi, 2 bin 160 uygulama ünitesi, 26 bini aşkın sertifikalı sağlık çalışanlarımız ile; akupunktur, fitoterapi, mezoterapi, kupa terapisi, hipnoz, apiterapi, refleksoloji, osteopati ve müzikterapi dahil 15 farklı yöntemi etik ve bilimsel standartlar çerçevesinde vatandaşımızın hizmetine sunuyoruz. Ayrıca, aile hekimlerimizin sertifika almaları halinde akupunktur ve fitoterapi gibi uygulamaları doğrudan yapabilmelerini sağlayarak, bu hizmetlerin vatandaşımıza en yakın noktadan güvenli ve erişilebilir şekilde sunulmasının önünü açtık. Bugün itibarıyla 38 aile hekimliği birimimiz sertifikalarını almış ve bu yetkinliğe sahiptir. Böylece hem kayıtlı ve izlenebilir bu uygulamaları yaygınlaştırıyor hem de vatandaşlarımızın ihtiyaçlarına hızlı ve etkili çözümler sunuyoruz" ifadelerini kullandı.
"Yalnızca ülkemizde değil, bölgemizde ve dünyada da referans alınabilecek standartları hayata geçirmeyi hedefliyoruz"
Amaçlarının; geleneksel ve tamamlayıcı tıp uygulamalarının etkinliğini ve güvenilirliğini, kanıta dayalı bilimsel araştırmalarla desteklemek, ulusal ölçekte klinik rehberler hazırlamak, saha araştırmaları yürütmek ve güçlü veri tabanları oluşturmak olduğunu kaydeden Bakan Memişoğlu, "Bu sayede yalnızca ülkemizde değil, bölgemizde ve dünyada da referans alınabilecek standartları hayata geçirmeyi hedefliyoruz. Bu doğrultuda, uluslararası akreditasyona sahip test ve analiz laboratuvarlarını hayata geçirerek tıbbi ürünlerin kalite, güvenlik ve etkileşim profillerini bilimsel temellere dayandırıyoruz. Hekimlerimiz ve sağlık çalışanlarımız için eğitim ve sertifikasyon süreçlerini güçlendiriyoruz. Bu kapsamda, tıp fakültelerimizde geleneksel ve tamamlayıcı tıbbın müfredata dahil edilmesi için gerekli adımları atmış bulunuyoruz. Bunun yanında, toplum sağlığını koruyan ve geliştiren politikalarla GETAT uygulamalarını bütünleştiriyor; sağlık turizmi ve kültürel miras rotaları ile Anadolu tıbbını uluslararası düzeyde görünür kılmayı hedefliyoruz. Bu çalışmalarımızı yalnızca ulusal ölçekte değil, küresel düzeyde de güçlendirmek için Dünya Sağlık Örgütü başta olmak üzere farklı ülkelerin enstitüleriyle iş birliklerimizi artırıyoruz. Ve büyük bir memnuniyetle ifade etmek isterim ki; DSÖ ile yürüttüğümüz görüşmeler sonucunda, GETAT alanında bir DSÖ İşbirliği Merkezi’nin Türkiye’de açılması için resmi süreci başlattık. Bu adım, ülkemizin geleneksel ve tamamlayıcı tıp alanındaki uluslararası rolünü daha da güçlendirecek; Türkiye’yi bu alanda bir bölgesel merkez haline getirecektir" diye konuştu.
"Bugün burada sizlerle paylaştığımız vizyon, bir sağlık politikasından çok daha fazlasıdır"
Yapılan kongrenin, sadece bilimsel bir bilgi paylaşım zemini olmadığını; aynı zamanda uluslararası iş birliklerinin, ortak araştırmaların ve karşılıklı deneyimlerin filizleneceği bir buluşma noktası olduğunu kaydeden Memişoğlu, "Aramızda dünyanın farklı ülkelerinden sağlık alanında söz sahibi değerli bakanların ve bilim insanlarının bulunması, bu kongreyi yalnızca Türkiye için değil, insanlığın ortak geleceği için de anlamlı bir platforma dönüştürmektedir. Bugün burada sizlerle paylaştığımız vizyon, bir sağlık politikasından çok daha fazlasıdır. Bu vizyon; Sağlıklı Türkiye Yüzyılı hedefimizin ve Koruyan, Geliştiren, Üreten Sağlık Modelimizin, insanlığın ortak geleceğine sunduğu güçlü bir katkıdır. Çünkü geleneksel ve tamamlayıcı tıbbın gerçek gücü, milletlerin yüzyıllar boyunca geliştirdiği bilgi ve tecrübeyi, modern bilimin ışığında insanlığın hizmetine sunabilmesinde yatmaktadır. Sözlerime son vermeden önce bir şeye daha değinmek istiyorum" dedi.
"Gazze’de yaşananların bir an önce sona ermesi için uluslararası toplumun sorumluluk üstlenmesi çağrımızı yineliyoruz"
İsrail’in Gazze’ye yönelik soykırımına da değinen Bakan Memişoğlu eline aldığı bir kağıttan gemiyle orada yaşananlara vurgu yaparak, "Bugün burada insanlığa şifa sunan yolları konuşurken, Gazze’de yaşanan büyük insani trajediyi de göz ardı edemeyiz. En temel hak olan yaşam hakkının ihlal edildiği, hastanelerin ve sağlık çalışanlarının hedef alındığı, ilaç ve tedaviye erişimin engellendiği bu tablo, yalnızca bölgenin değil, insanlığın ortak vicdanını derinden yaralamaktadır. Bakın bu elimde tuttuğum küçük kağıttan gemi, belki kırılgan, belki zayıf görünüyor; ama aslında içinde bir çocuğun yaşama hakkını, bir annenin duasını, bir insanlığın vicdanını taşıyor. Bu gemi, sadece Gazze’ye değil, hepimizin yüreğine sesleniyor. Çocuklar ölmesin, sağlık hakkı engellenmesin, insanlık onuruyla yaşasın. Biz inanıyoruz ki; şifa yalnızca ilaçla değil, kalpten kalbe kurulan köprülerle de taşınır. İşte bu küçük gemi, Gazze’ye uzanan merhametin, dayanışmanın ve insanlık onurunun sembolüdür. Diliyorum ki bu gemi, Gazze’nin karanlık sularına ışık taşısın, yaralı kalplere umut, çocuklara yarın olsun. Sağlık hakkının kutsallığına vurgu yaptığımı bu kongrede, Gazze’de yaşananların bir an önce sona ermesi için uluslararası toplumun sorumluluk üstlenmesi çağrımızı yineliyoruz" diye konuştu.
Bakan Memişoğlu, ardından stantları gezerek yetkililerden bilgi aldı.